Sevgili okurlar, 

Bugün sizlerle isim ve soyadı değişikliği davası ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararını inceleyeceğiz.

Bunun için öncelikle isim ve soyadı değişikliği davasından bahsetmemiz gerekiyor.

Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, ismin değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden talep edilebilir. Buradaki haklı sebep kavramı geniş yorumlanmaktadır. Dolayısı ile kişinin sübjektif değerlendirmesi sonucu ismini değiştirmek istemesi haklı sebebin varlığı için yeterli kabul edilebilir. Yine kişinin isminin gülünç olması, fiiliyatta kimlikte yer alan isminden farklı bir ismi kullanıyor olması, mesleki veya sanatsal sebepler gibi geniş bir nedensellik içerisinde isim değişikliği davası açılabilir.

İsim ve soyadı değişikliği davası, ancak kişinin kendisi veya özel yetkili vekaletname verdiği avukat tarafından açılabilir. Yine yaşı küçük olan kişiler için dava velayet hakkına sahip velileri veya velilerin vekaletname verdiği avukat tarafından açılabilir.

İsim ve soyadı değişikliği davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise, davacının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Yani isim ve soyad değişikliği davası açmak istiyorsanız ikametgahınızdaki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davayı açmanız gerekmektedir.

İsim ve soyadı değişikliği davası sonucunda sadece isminiz veya soyadınız değişir. Yoksa diğer kişisel bilgilerinizde (medeni hal, yaş, doğum yeri gibi) değişiklik olmaz. İsim ve soyadı davası sonucu talebiniz kabul gördüğünde mahkeme bu değişikliği yerel veya ulusal bir gazetede ilan ettirir ve nüfus kayıtlarında gerekli değişikliklerin yapılması için nüfus müdürlüğüne bildirim yapar.

Nüfus kayıtlarınızda mahkeme kararı işlenip, isminiz veya soyadınız değiştirildiğinde yeni kimlik kartınızı alabilir ve devamında ruhsat, diploma gibi evraklarınızda da değişikliğin yapılmasını talep edebilirsiniz.

Yazımızın konusunu oluşturan Anayasa Mahkemesi’nin 3 Kasım 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararı tam da bu konudadır.

Gelelim kararın detaylarına…

Anayasa Mahkemesi’nin 2019/42961 başvuru numaralı ve 12.07.2023 karar tarihli kararına göre başvurucu, nüfus kayıtlarında Muhammed olarak geçen isminin Mihrali olarak değiştirilmesi talepli açtığı davası kabul görmüş ve isim değişikliğine yönelik karar da kesinleşmiş ve nüfus kayıtlarına işlenmiştir.

Bunun üzerine başvurucu, mezun olduğu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başvuru yaparak eski ismine göre düzenlenmiş diplomasının yeni kimlik bilgilerine uygun şekilde yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Ancak üniversite bu talep üzerine diploma değişikliği yapmamış, fakat eski diplomanın arkasına isim değişikliği yapıldığına dair açıklama yaparak diplomayı onaylamış olduğunu belirtmiştir. Yani başvurucunun talebi doğrultusunda yeni isme göre diploma düzenlememiştir.

Sonrasında başvurucu, üniversitenin yeni ismine uygun diploma değişikliği yapmama kararı aleyhine Ankara 15. İdare Mahkemesi nezdinde açtığı iptal davası diplomanın arka yüzüne gerekli açıklamaların yazıldığı ve bunun yeterli olduğu gerekçesi ile reddedilmiş; devamında başvurucunun yaptığı istinaf kanun yolu başvurusu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’nce yerel mahkemenin kararında hukuki isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Ve karar başvurucu aleyhine kesin olarak sonuçlanması üzerine hak ihlali sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmıştır.

Anayasa Mahkemesi, öncelikle başvurucunun doktor olmasından yola çıkarak, diplomasının yeni ismine göre düzenlenmesinin mesleki yaşamının devamlılığı ve buna bağlı olarak daha önceki isminin bilinmemesinin yaratacağı olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması üzerinde durarak bir değerlendirme yapmıştır. Yine Mahkeme, isim değişikliğinin diplomanın arkasına şerh düşülmesi ile yetinilmesini yeterli görmemiştir. Son olarak Mahkeme, başvurucunun kesinleşen mahkeme kararı ile değiştirilen ismine göre diplomasının değiştirilmesine yönelik talebine de sınır getirilemeyeceğini, bu durumun kamusal menfaati de ihlal etmediğini kabul etmiştir.

Anayasa Mahkemesi bu somut gerekçeler ışığında başvurucunun başvurusunu kabul etmiş ve Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlaline karar vererek bu ihlalin giderilmesi için yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın Ankara 15. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine ve başvurucuya 3.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar vermiştir.

Sonuç olarak, biz biliyoruz ki yasa gereğince isim veya soyad değişikliği kararı verildiğinde yeni isme veya soyada yönelik değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Dolayısı ile ismi veya soyadı değiştirilen kişilerin bu değişiklik kararı doğrultusundaki taleplerinin kabul görerek ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli işlemlerin yapılması gerekir. Kararda da başvurucunun bu yönde talebi olmasına rağmen, talebinin somut ve yasal dayanaklardan yoksun gerekçeler ile kabul görmeyerek mahkeme kararı ile değiştirilen ismine göre diplomasının düzenlenmemesi hatalıdır. Dolayısı ile Anayasa Mahkemesi’nin özel hayata saygı hakkının ihlaline yönelik vermiş olduğu kararı bizce de isabetli görülmektedir.

Av. Arb. Bayram Volkan Alan

13.11.2023